Karamanoğulları'ndan Alâeddin oğlu,Mehmed’in kardeşi Ali Bey tarafından 1409 yılında yaptırılan medresedir. Yapımında kullanılan beyaz kalker taşlarından ve taç yapısındaki mermerden dolayı bu isimle anılmaktadır.
Topkapı Sarayı Kütüphanesi'ndeki vakfiyesinden anlaşıldığına göre;Hanefi ve Şafii mezheplerine göre tedrisat yapmak için inşa edilerek vakfedilmiştir.Ayrıca yine bu vakfiyeden anlaşıldığına göre,medreseye gelir temini için bu vakfa Niğde Bedesteni,yanı başında bir han,bir çifte hamam, çok sayıda dükkân,arazi,değirmen,bağ ve daha başka gelir kaynakları vakfedilmiştir.
İki katlı medreselerin en güzel örneklerinden olup dış çizgileri,bilhassa ön cephesinin değişik manzarası ile tanınmıştır.Dört köşeli bir plânı vardır.Medresenin üst örtüsü taş döşenerek düz dam şeklinde dışarıdan görülmektedir. Giriş katının her köşesinde bir büyük oda bulunmaktadır. Girişin karşısında,iki kat yüksekliğinde ve avlu genişliğinde ana eyvan vardır.Avluyu çevreleyen iki katlı revakların ardında sekizer medrese odası bulunur.Ön cephede kapının her iki tarafında,alt kattan merdivenlerle çıkılan birer loca vardır.Bu locaların önü,içinde birer çift kemerciği ve sütunu bulunan,iki kemerle açılmaktadır.Bu localardan sadece bir tanesi günümüze kadar gelmiştir.Kapının üstündeki yazıların bulunduğu kısım mermerden yapılmıştır.
Yapı,günümüze kadar sağlam olarak gelmesine rağmen, zaman zaman tamirat da görmüştür.Geç devirlerde yapılan tamirat sırasında cepheye güzel görünüm kazandıran ikiz pencereler bozulmuş ve yerlerine sade,kemersiz pencereler yapılmıştır.Ama son yıllarda yapılan restorasyon sırasında bu pencereler tekrar eski şekline çevrilmiştir...